Selâm; barış, rahatlık, selâmet, esenlik, kurtuluş, maddi ve mânevi zararlardan uzak kalma, sonu iyi ve hayırlı çıkma, insanların birbirleriyle karşılaştıklarında kullandıkları, yakınlık, dostluk ve saygı ifade eden söz veya işaret anlamlarına gelmektedir.
İnsanlar birlikte yaşayan ve hayatlarını birlikte sürdüren varlıklardır. Toplum olarak yaşamanın temelinde ise, fertlerin birbirlerini tanımaları, sosyal bir varlık olarak dayanışma ve iyi ilişkiler içinde olmaları, güven esasına dayalı bir zeminde hayatı paylaşmaları yatmaktadır. Sosyal hayatın temeli olan güven ve itimat, hemen her dönemde toplumların oluşturmaya çalıştıkları en önemli esaslardan biri olmuştur. Kanunlar, kurallar, ahlaki ilkeler hep bu amaca hizmet için düzenlenmiştir.
Toplumda bireylerin karşılıklı güven telkin etmesinde, selâmlaşma büyük rol almaktadır. Selâmlaşmada kişinin yüz ifadeleri, ses tonu, gözlerindeki bakış karşısındaki kişiye çok şey anlatır. Bazen insan konuşmaz ama beden dili ile jest ve mimikleri ile çok şey anlatır.
Toplumsal olarak, tarihten günümüze kullanılan başlıca selâmlaşma yöntemleri, el sıkışmak, başın öne doğru eğilmesiyle saygı gösterisinde bulunmak, el sallamak, elin baş tarafına götürülmesi, sağ eli göğsün üzerine götürmek, sarılmak, el sıkışarak veya omuzları birleştirerek sarılmak, gülümsemek/göz kırpmak, başı hafifçe öne doğru eğmek ve el öpmek şeklinde sıralanabilir.
Ülkemizde görülen yaygın selâmlaşma sözcükleri: “selâmün aleyküm”, “selâm”, “merhaba”, “günaydın”, “iyi günler”, “iyi akşamlar”, “iyi geceler” gibi sözcüklerdir. Bazen beden dili ile baş, el, yüz, göz hareketleri ile de selâmlaşma yapılır. Ancak sesli olarak selâm verilmesi tavsiye edilmiştir. Selâmı yalnız karşılaştığımızda veya bir yere vardığımızda değil, oradan ayrılırken de verilmesi tavsiye edilmiştir.
Selâm verme âdetinin Hz. Âdem’le (a.s.) başladığı rivayet edilir. Peygamber Efendimiz (asm), bir mecliste otururken, bir zât gelip, “Esselâmü aleyküm” diyerek selâm verdi. Peygamberimiz (asm) onun selâmına karşılık verdi. Adam oturunca, Efendimiz (asm) on sevap kazandığını söyledi. Sonra başka bir adam geldi ve “Esselâmü aleyküm ve rahmetullah” diyerek selâm verdi. Peygamberimiz (asm), onun selâmına karşılık verdi. Adam oturunca, Peygamberimiz (asm) ona yirmi sevap verildiğini söyledi. Sonra başka bir adam geldi ve “Esselâmü aleyküm ve rahmetullahi ve berekâtühü” diyerek selâm verdi. Peygamberimiz (asm) onun selâmına karşılık verip adam oturunca, ona da otuz sevap verildiğini söyledi.
O sırada, meclisten bir adam kalkıp selâm vermeden gitti. Bunun üzerine, Peygamberimiz (asm), “Arkadaşınız (selâm vermeyi) ne çabuk unuttu. Sizden biriniz meclise gelince selâm versin, oturmayı uygun görürse otursun. Meclisten ayrılmak için kalkınca da yine selâm versin.” buyurdu.
Enes (r.a) şöyle demiştir:
“Sekiz sene Resul-i Ekrem’in hizmetinde bulundum. Bana: “Ey Enes! Abdeste devam et ve abdesti güzel al ki, ömrün uzasın. Karşılaştığın herkese selâm ver ki, hasenâtın çoğalsın. Evine girdiğin zaman aile bireylerine selâm ver ki, evinin iyiliği ve bereketi artsın.” buyurdu.”
“İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi sevmedikçe de, gerçek iman etmiş olmazsınız. Size, yaptığınız takdirde birbirinizi seveceğiniz bir iş göstereyim mi? Aranızda selâmı yayın!” diyen son Resul’ün eşsiz sözleri, selâmın toplumda sevgiye, muhabbete ve yakınlaşmaya yardımcı olacağını ifade eder.
Dünyanın çeşitli ülkelerindeki insanlar arasında selâmlaşma, sözcüklerin yanı sıra gülümseme, el sallama, baş eğme, göz kırpma, jest ve mimiklerle de yapılır.
Selâmlaşmada kullanılan “Merhaba” sözü, bir yere selâm vererek girip oturduktan sonra orada bulunanların yeni gelen kimseye karşı kullanılan “merhaba” selâmı, “hoş geldin, burada bizden birisin, emniyettesin, rahat ol, serbest ol” anlamındaki hoşça dileklerini ifade etmek için kullanılmaktadır.
İnsanlar arasında selâmlaşmanın yaygınlaşması, insanlar arasında sevgi bağlarının güçlenmesine, dargınlıkların ve düşmanlıkların giderilmesine, güven duygusunun artmasına, önyargıların yıkılmasına, etkili iletişimin başlamasına ve yeni dostlukları oluşmasına neden olur.
Selâm, insanların birbirlerine saygı ve hürmet gösterme şeklidir. Selâmlaşma, insanlar arasında yanlış anlaşılmalara, kırgınlığa ve düşmanlığa sebep olan kötü huy ve davranışları yok eder, toplumda fertler arasındaki güven duygusunu arttırır. Söze veya iletişime selâmla başlamak, güzel konuşmak, mutlu ayrılmak insanların arasındaki sevgi ve güven duygularını artırır. Sevgi ve güven duygularının artması başarı, huzur ve mutluluğu getirir.
Selamunaleykum – Aleykumselam