Hem âlem-i İslâmın, hem de bu mübarek memleketimizin-Anadolu’nun- manevî atmosferini ve iklimini biiznillah değiştiren, güzelleştiren 3 aylara girmiş bulunuyoruz elhamdülillah…
Rabbim; bizleri, bu mübarek ayları hakkıyla değerlendiren bahtiyar kullarından eylesin, amîn…
Sevgili Peygamberimiz(A.S.M.)’in şuhur-u selâse dediğimiz bu 3 aylar ile alakalı şöyle güzel bir duası vardır:
-ALLAH’IM! RECEB VE ŞA’BAN’I, BİZLERE MÜBAREK KIL VE BİZLERİ RAMAZAN’A KAVUŞTUR!”
Biz de aynı şekilde dua ediyoruz ve aynı dilek ve temennilerde bulunuyoruz inşaAllah.
Yine bu mübarek aylar hakkında şöyle buyurmuştur Sevgili Peygamberimiz(A.S.M.):
“RECEB ALLAH’IN AYI;ŞA’BAN BENİM;RAMAZAN İSE ÜMMETİMİN AYIDIR”
Bu mübarek 3 aylar ve hâssaten de Ramazan ayı; amellerimizin neşv-ü nema bulması için en münbit, yani en verimli ve en bereketli bir zemin ve bir dönemdir.
Receb ayında sâlih amellerin ve her bir harf-i Kur’an’ın sevabı 100’den ziyade(en az yüz); Şa’ban ayında 300’den geçer ve Ramazan’da ise bu sayı 1000’e çıkar ve cum’a gecelerinde 1000’lere ve Kadir gecesinde ise bu 30.000’e çıkar.
Receb ayının ilk cum’a gecesi ise Regaib gecesidir(3 Şubat 2022) ve bir rivayette; Peygamber Efendimiz Aleyhissalâtü Vesselâm’ın anne rahmine ilk teşrif ettiği ya da Sevgili annesi Amine hatunun, ona hamile oluşunun ilk defa farkına vardığı gecenin; Regaib gecesi olduğu belirtilmiştir.
Doğrusunu Allah bilir…
Regaib gecesinde; Kur’anın her bir harfine en az 10.000 sevap verileceği müjde verilmiştir.
Receb ayının 27.gecesi olan Mi’rac gecesi ile Şa’ban ayının 15.gecesi olan Berat gecelerinde ise bu sayının 20.000’lere çıkacağı bildirilmiştir.
Bu manevî ve çok kârlı kampanyalardan geri kalmamamız, kazanma oranı oldukça yüksek olan bu çekilişlere elimizden geldiğince iştirak etmeye çalışalım inşaAllah.
Üstad Bedîüzzaman Said Nursi Hazretleri; eserlerinin birkaç yerinde şuhur-u selâsenin mahiyet ve kıymeti hakkında çok güzel malûmatlar vermiştir.
Bunlardan birkaçını burada sizlerle paylaşmak istiyoruz inşaAllah.
Bu aşağıdaki cümleler,inşâallah bu gece idrak ve İHYA etmeye azmettiğimiz mübarek REGAİB GECESİ ile alakalı; diğer numaralı yerler ise; üç ayların mahiyet ve kıymeti ile alakalıdır.
1)”………iki aydan beri mütemadiyen kuraklık ve yağmursuzluk ve her tarafta daima namazlardan sonra pek çok duaların akîm kaldığı ve herkes me’yusiyetinden derd-i maişet endişesiyle kalben ağlarken;birden LEYLE-İ REGAİB-bütün ömrümde hiç işitmediğim ve başkaları da işitmediği-üç saatte yüz defa,belki fazla tekrarla melek-i ra’dın bu yüksek ve şiddetli tesbihatıyla öyle bir rahmet yağdı ki;EN MUANNİDE DAHİ,LEYLE-İ REGAİB’İN KUDSİYETİNİ ve HAZRET-İ RİSALET’İN BİR DERECE,BİR CİHETTE ÂLEM-İ ŞEHADETE TEŞRİFİNİN UMUM KÂİNATÇA ve BÜTÜN ASIRLARDA NAZAR-I EHEMMİYETTE ve RAHMETEN LİL’ÂLEMÎN OLDUĞUNU İSBAT ETTİ ve KÂİNAT,O GECEYİ ALKIŞLIYOR DİYE GÖSTERDİ.”
(Sikke-i Tasdik-i Gaybi Shf:205)
2)(HAPİS MUSİBETİNE DÜŞMÜŞ OLAN TALEBELERİNE VERDİĞİ GÜZEL BİR TESELLİ MEKTUBU)
“Aziz,sıddık kardeşlerim!
Bugün manevî bir ihtar ile sizin hesabınıza bir telaş,bir hüzün bana geldi.
Çabuk çıkmak isteyen ve derd-i maişet için endişe eden kardeşlerimizin hakikaten beni müteellim ve mahzun ettiği aynı dakikada bir mübarek hatıra ile bir hakikat ve bir müjde kalbe geldi ki:
Beş günden sonra ÇOK MÜBAREK ve ÇOK SEVABLI İBADET AYLARI OLAN ŞUHUR-U SELÂSE gelecekler.
Her hasenenin sevabı BAŞKA VAKİTTE ON İSE;RECEB-İ ŞERİF’TE YÜZDEN GEÇER,ŞA’BAN-I MUAZZAM’DA ÜÇYÜZDEN ZİYADE ve RAMAZAN-I MÜBAREK’TE BİNE ÇIKAR ve CUM’A GECELERİNDE BİNLERE ve LEYLE-İ KADİR’DE OTUZBİNE ÇIKAR.
Bu pekçok uhrevî faideleri kazandıran TİCARET-İ UHREVİYENİN BİR KUDSÎ PAZARI ve EHL-İ HAKİKAT ve İBADET İÇİN MÜMTAZ bir MEŞHERİ ve ÜÇ AYDA SEKSEN SENE BİR ÖMRÜ,EHL-İ İMANA TEMİN EDEN ŞUHUR-U SELÂSE’Yİ böyle bire on kâr veren Medrese-i Yusufiye’de geçirmek;elbette büyük bir kârdır.
Ne kadar zahmet çekilse,ayn-ı rahmettir.”
(Şualar Shf:493)
3)”………BU ŞUHUR-U SELÂSE ÇOK KIYMETDARDIR;LEYLE-İ KADR’İN SIRRIYLA SEKSEN SENE BİR ÖMRÜ KAZANDIRACAK BİR VAKİTTE;EN İYİ, EN EFDAL ŞEYLERLE MEŞGUL OLMAK LÂZIM GELİYOR.
İNŞÂALLAH KUR’AN’A AİT MESAİLLE İŞTİGAL;BİR NEVİ MANEVÎ MÜTEFEKKİRANE KUR’AN OKUMAK HÜKMÜNDEDİR.
Hem ibadet,hem ilim,hem marifet,hem tefekkür,hem kıraat-ı Kur’an manaları;risalelerin istinsah ve mütalaalarında vardır itikadındayız.
Zâten bu ciheti,siz takdir etmişsiniz.”
(Barla Lahikası Shf:332)
4)”Nasıl maddî hava fena ise;fena tesir ediyor.Manevî hava da bozulsa;herkesin istidadına göre bir sarsıntı verir.
ŞUHUR-U SELÂSE ve MUHARREME’de;ÂLEM-İ İSLÂM MANEVÎ HAVASI, UMUM EHL-İ İMANIN ÂHİRET KAZANCINA ve TİCARETİNE CİDDÎ TEVECCÜHLERİ ve HİMMETLERİ ve TENVİRLERİ,O HAVAYI SAFİLEŞTİRİYOR, GÜZELLEŞTİRİYOR.MÜDHİŞ ÂRIZALARA VE FIRTINALARA MUKABELE EDİYOR.HERKES,O SAYEDE ve SAYESİNDE DERECESİNE GÖRE İSTİFADE EDER………..ilaâhir”
(devamı için bkz Kastamonu Lahikası Shf:66)
5)”………..maddî hava bozulduğu vakit nasılki sıkıntı veriyor,asabî sînelerde inkıbaz hali başlıyor;öyle de,bazan manevî hava bozuluyor. Hususan maneviyattan yabanileşmiş bu asırda ve bilhâssa hevesat ve müştehiyat-ı nefsaniyeyi taammüm etmiş memleketlerde ve hususan ŞUHUR-U MUHARREME ve ŞUHUR-U MÜBAREKEDE,MANEVÎ HAVAYI TASFİYE EDEN ÂLEM-İ İSLÂMIN İNTİBAH VE TEVECCÜH-Ü UMUMÎSİ;
O MÜBAREK ŞUHURUN GİTMESİYLE TEVAKKUF ETMESİNDEN FIRSAT BULUP HAVAYI BOZAN DALALETLERİN TESİRLERİ ZAMANINDA ve bilhâssa kış tazyikatı altında,bir derece hayat-ı dünyeviye ve hevesat-ı nefsaniyenin tasallutlarının noksaniyetinden;ehl-i İslâm ve ehl-i imanda,hayat-ı uhreviyeye çalışmak iştiyakı,baharın gelmesiyle hayat-ı dünyeviyenin ve hevesat-ı nefsaniyenin inkişafıyla o iştiyak-ı uhreviyeyi gizlemesi ânında elbette böyle kudsî evradlarda zevk,şevk yerinde esnemek ve fütur gelir.Fakat madem
خَيْرُ الْاُمُورِ اَحْمَزُهَا
sırrıyla;MEŞAKKATLİ,KÜLFETLİ,ZEVKSİZ,SIKINTILI A’MAL-İ SÂLİHA ve UMÛR-U HAYRİYE DAHA KIYMETLİ,DAHA SEVABLIDIR;O SIKINTIDA,O MEŞAKKATTEKİ ZİYADE SEVABI ve MAKBULİYETİ DÜŞÜNÜP,SABIR İÇİNDE MESRURANE ŞÜKRETMEK GEREKTİR.”
(Kastamonu Lahikası Shf:134)
6)”………BU ŞUHUR-U SELÂSE;İBADET HAYSİYETİYLE BİR DERECE NURLARIN KİTABETİNE FÜTUR VEREBİLİR diyenlere beyan ederiz ki:
BİLAKİS;YAZMAĞA ŞEVK VERİR ve VERMEK GEREKTİR.
Çünki NUR’UN HİZMETİ;HEM MAİŞET,HEM RAHAT-I KALBE BEREKETLERİYLE YARDIM ETTİĞİ GİBİ; İBADET-İ TEFEKKÜRÎ NEV’İNDEN OLMASI CİHETİYLE, MÜBAREK AYLARIN SEVABLARINA BÜYÜK YARDIMI OLUR.”
(Emirdağ-1 Shf:167)
Duaların en makbul olduğu zaman dilimleri içerisinde;bu mübarek üç aylar da vardır. Bununla alakalı olarak da; “Müminin mümine en iyi duası nasıl olmalıdır?” sualine karşı verilen cevapta, duanın kabul şartları sayılırken, şöyle bir ifade geçmektedir:
7)”…………HEM ŞUHUR-U SELÂSEDE, HUSUSAN LEYALE-İ MEŞHUREDE;HEM RAMAZANDA, HUSUSAN LEYLE-İ KADİR’DE DUA ETMEK,kabule karin olması rahmet-i İlahiyeden kaviyyen me’muldür.”
(Mektubat Shf:279)
Cenab-ı Hakk (C.C);bu mübarek ŞUHUR-U SELÂSE’Yİ, hakkınızda ve hakkımızda,80-90 senelik bir ibadet hükmünde kabul buyursun…
Böyle bereketli ve hayrı pek ziyade olan bu zeminden ve bu zaman diliminden, en verimli bir şekilde istifade edebilmeyi ve bu 3 aylık manevî kampanyadan,bol miktarda manevî ve câiz-helal bonus sevapları elde etmeyi-kazanmayı; sizlere ve bizlere nasip ve müyesser eylesin; âmîn, âmîn, âmîn…
“ALLAH’IM!RECEB VE ŞA’BAN’I,BİZLERE MÜBAREK EYLE VE BİZLERİ RAMAZAN’A KAVUŞTUR(eriştir)!”
Allah’a emanet olunuz…